Mitoloji, insanlığın kolektif hafızasının en kadim hazinesidir. Binlerce yıldır nesilden nesile aktarılan bu hikayeler, sadece geçmişin efsaneleri değil, bugünün insanına yol gösteren bilgelik kaynakları olmaya devam ediyor. “Mitoloji Günümüze Ne Söylüyor?” işte bu kadim bilgeliğin modern dünyayla buluştuğu, akademik derinlik ve sanatsal duyarlılığın harmanlandığı çok sesli bir eser olarak karşımıza çıkıyor.
Uluslararası Mitoloji Film Festivali’nin değerli bir ürünü olan bu kolektif çalışma, 14 farklı uzmanın kaleminden, mitolojinin günümüz dünyasındaki yankılarını araştırıyor. Hitit tabletlerinden İskandinav sagalarına, Sümer destanlarından Türk mitolojisine uzanan geniş bir coğrafyada, insanlığın ortak hikayelerinin izini sürüyor.
Kitabın en güçlü yanlarından biri, mitolojiye disiplinlerarası yaklaşımı. Arkeoloji, edebiyat, sinema, psikoloji ve felsefe alanlarının kesişiminde, mitolojik anlatıların çok katmanlı yapısı açığa çıkarılıyor. Özellikle sinema ve mitoloji ilişkisine odaklanan bölümler, kadim hikayelerin beyazperdede nasıl yeniden hayat bulduğunu, modern anlatı dilinin mitolojik arketiplerle nasıl beslendiğini gösteriyor.
Festival direktörü Gülşah Elikbank’ın önsözünde vurguladığı “Mitoloji ve Kadın” teması, kitap boyunca farklı perspektiflerden ele alınıyor. Ana Tanrıça kültünden Valkyrie’lere, Aphrodite’den Dido’ya uzanan kadın figürler, patriarkal anlatıların gölgesinde kalan hikayeleriyle yeniden görünür kılınıyor. Bu yaklaşım, mitolojinin sadece erkek kahramanların maceralarından ibaret olmadığını, kadının yaratıcı ve dönüştürücü gücünün de mitolojik anlatıların merkezinde yer aldığını hatırlatıyor.
Dr. Sacide Çobanoğlu’nun Türk mitolojisi üzerine çalışmaları, özellikle genç nesillerin kendi kültürel kökenleriyle bağ kurması açısından büyük önem taşıyor. Radloff’un derlemelerinden yola çıkarak hazırlanan “Türk Mitolojisinden Masallar” serisi, uzun süre göz ardı edilen Türk mitolojisinin zenginliğini gün yüzüne çıkarıyor. Dede Korkut anlatmalarında doğa bilincini ele alan bölüm, Tepegöz ve Covid-19 arasında kurduğu çarpıcı bağlantıyla, mitolojinin güncel krizlere nasıl ışık tutabileceğini gösteriyor.
Kitabın yazarları, mitolojik anlatıların sadece akademik bir merak konusu olmadığını, günümüz insanının varoluşsal sorularına cevap arayışında hala geçerli bir kaynak olduğunu kanıtlıyor. Jung’un kolektif bilinçdışı teorisinden hareketle, mitolojik sembollerin insanın psikolojik gelişimindeki rolü, modern psikoloji ve antik bilgelik arasında köprüler kuruluyor.
“Mitoloji Günümüze Ne Söylüyor?” sadece mitoloji meraklıları için değil, sinema, edebiyat, psikoloji ve kültür çalışmalarıyla ilgilenen herkes için zengin bir kaynak. Akademik titizlikle hazırlanmış olmasına rağmen, akıcı üslubu ve çarpıcı örnekleriyle geniş bir okuyucu kitlesine hitap ediyor.
Bu kitap, mitolojinin ölü bir geçmiş olmadığını, yaşayan, dönüşen ve bize hala öğretecek çok şeyi olan canlı bir gelenek olduğunu hatırlatıyor. Her bölüm, okuyucuyu farklı bir mitolojik evrene davet ederken, aslında hepsinin insanlığın ortak hikayesinin farklı versiyonları olduğunu gösteriyor.
